
Devlet Hastanesinde veya Üniversite Hastanelerinde Şeffaf Plak Tedavisi Mümkün mü?
- 08 Şub 2025
- 741
Veneer kaplamalar, dişlerin doğal yapısına benzer özellikler gösterir. Doğru uygulandığında ise 10-15 yıl veya daha uzun süre sorunsuz kullanılabilmektedir. Veneer, ince porselen ya da kompozit malzemelerle dişlerin ön yüzeyine uygulanmaktadır. Günümüzde hem hekimlerin hem de hastaların sıkça tercih ettiği bir uygulama haline gelmiştir.
Veneer uygulamaları, gülüşünüzü güzelleştirmek ve özgüveninizi artırmak için sunulan modern bir diş estetiği çözümüdür. Ancak bu kaplamaları tercih etmek için birçok neden bulunmaktadır.
Öncelikle, veneer kaplamalar diğer dental uygulamalara göre diş dokusuna minimum müdahale gerektirir. Standart kaplamalarda dişin tamamı kesilirken, lamine diş kaplama uygulamasında sadece dişin ön yüzeyinde bir miktar aşındırma yeterlidir. Bazı durumlarda ise hiç aşındırma yapılmadan da uygulama gerçekleştirilebilmektedir. Bu sayede, doğal diş yapınız büyük ölçüde korunmuş olur.
Aynı zamanda veneer kaplamaların ışık geçirgen yapısı sayesinde son derece doğal bir görünüm elde edilmektedir. Estetik açıdan en başarılı sonuçların alındığı bu tedavi yöntemiyle simetrik, doğal ve kişiye özel bir gülümseme hedeflenmektedir. Özellikle ön dişlerin görünümünü iyileştirmek, renk, şekil ve boyutunu düzeltmek için ideal bir seçenektir.
Porselen veneer uygulaması çay, kahve, sigara gibi dış etkenlere karşı son derece dirençlidir. Zamanla renk değiştirmez, leke tutmaz ve beyazlığını uzun yıllar korur. Bu da sürekli diş beyazlatma işlemleri yaptırma ihtiyacını ortadan kaldırır.
Diş eti ile mükemmel uyum sağlar ve yumuşak dokuyla doğal bir geçiş sunar. Diş etini tahriş etmeden ve hassasiyet yaratmadan uygulanabilmektedir. Bununla birlikte, bu kaplamalar dişleri güçlendirir ve çürüklerin oluşumunu önleyebilmektedir.
Son olarak, bakımı son derece kolaydır. Günlük diş fırçalama ve diş ipi kullanımı ile uzun süre estetik görünümünü korur. Düzenli kontroller ve doğru bakımla yaklaşık 10-15 yıl boyunca sorunsuzca kullanılabilmektedir. Tedavi öncesinde dijital gülüş tasarımı ve mock-up çalışması ile sonucu görebilme olanağı sunması da tercih edilme sebepleri arasında yer alır.
Tedavinin uzun ömürlü olabilmesi için doğru hasta seçimi ve doğru endikasyon büyük önem taşır.
Bu nedenle diş hekiminizin yapacağı detaylı değerlendirme sonucunda veneer için uygun bir aday olup olmadığınız belirlenmelidir.
Farklı veneer türleri arasında seçim yaparken, kişisel ihtiyaçlarınıza ve ağız sağlığı durumunuza uygun olanı belirlemek önemlidir. Her türü, belirli özellikleriyle farklı hasta profillerine hitap eder.
Işığı doğal dişler gibi geçirme özelliğiyle bilinmektedir. Renklenmiş, kırılmış veya hafif dizilim bozukluğu olan hastalarda konservatif bir yöntem olarak tercih edilmektedir. Bu kaplamalar dişten sadece 0,3-0,7 mm yüzey kaldırılarak uygulanır ve metal içermez. Renk stabilitesi yüksek olan porselen lamineler, abrazyona karşı dirençli olup mükemmel estetik sağlar. Ancak bruksizm ve diş sıkma alışkanlığı olan kişilerde, çürük insidansı yüksek ve oral hijyeni kötü olan hastalarda uygulanması önerilmemektedir.
Tek seansta uygulanabilen ekonomik bir seçenektir. Özellikle dişlerdeki küçük kırıkları, lekeleri, çatlakları kapatmak için idealdir. Ayrıca renk, şekil veya boyut problemlerini düzeltmek için tercih edilmektedir. Porselen laminalara göre daha az dayanıklı olmasına rağmen, düzeltilmesi kolaydır ve gerektiğinde ayarlamalar yapılabilmektedir. Kompozit veneer, minimal invaziv bir işlem olması nedeniyle diş dokusunun büyük kısmını korur.
Diş yüzeyinde hiçbir aşındırma yapılmadan uygulanır. Bu tür, özellikle dişlerinde aşındırma yapılmasını istemeyen hastalar için uygundur. Renk bozukluğu, hafif aralık dişler ve minimal diş problemleri olan kişilerde başarılı sonuçlar verir. Prepless laminate veneer, mine tabakasında kayıp olmaksızın uygulanmakta ve istenildiğinde çıkarılabilmektedir. Bununla birlikte, henüz gelişimini tamamlamamış kişilere ve diş sıkma alışkanlığı olanlara önerilmemektedir.
Hem estetik hem de dayanıklılık isteyenler için tercih edilmektedir. Metal içermediği için biyouyumlu olup, diş etiyle mükemmel uyum sağlar. Diş sıkma ve gıcırdatma problemi olan kişiler tarafından sıklıkla tercih edilmektedir. Doğal diş rengine sahip olan bu kaplamalar, diş eti çekilmesi durumlarında bile estetik kayıplara neden olmaz.
Sonuç olarak, veneer uygulaması kararı vermeden önce mutlaka uzman bir diş hekimine danışmak gerekir. Diş hekiminiz ağız yapınızı değerlendirerek size en uygun türünü belirleyecektir. Doğru uygulama ve düzenli bakımla kaplamalarınız uzun yıllar boyunca doğal görünümlü, estetik ve sağlıklı bir gülüşe sahip olmanızı sağlayabilmektedir. Diş estetiğinde mükemmel sonuçlar arıyorsanız ve uygun bir adaysanız, veneer tedavisi sizin için ideal çözüm olabilmektedir.
Genellikle dişlerinde renk değişikliği, çatlak, kırık veya hafif çapraşıklık olan kişiler için uygundur. Ayrıca, diş eti sağlığı iyi olan ve düzenli ağız bakımı alışkanlığına sahip bireyler için idealdir.
Doğru uygulama ve düzenli bakımla genellikle 10-15 yıl veya daha uzun süre sorunsuz kullanılabilir. Porselen veneerler özellikle dayanıklı olup, leke tutmaz ve renk sabitliğini uzun süre korur.
Genellikle minimal invaziv bir işlemdir. Çoğu durumda, dişin yüzeyinden sadece 0.3-0.7 mm kadar aşındırma yapılır ve bazen hiç aşındırma gerekmeyebilir. Bu nedenle, işlem sırasında genellikle anestezi ihtiyacı olmaz ve ağrısız bir deneyim sunar.
Başlıca türleri porselen, kompozit ve prepless (aşındırmasız) veneerlerdir. Porselen veneerler en dayanıklı ve estetik olanıdır. Kompozit veneerler daha ekonomik ve tek seansta uygulanabilir. Prepless veneerler ise diş aşındırması gerektirmez ve geri dönüşümlüdür.
Uygulama sonrası normal diş bakımı yeterlidir. Günlük diş fırçalama ve diş ipi kullanımı önemlidir. Aşırı sert yiyeceklerden ve diş sıkma alışkanlığından kaçınmak, veneerlerin ömrünü uzatır. Düzenli diş hekimi kontrolleri de bakımın önemli bir parçasıdır.